Bu Blogda Ara

1 Şubat 2017 Çarşamba

BİR GENÇ MAÇININ ARDINDAN

Sonunda bu akşam vakit buldum ve Caferağa Spor Salonu’na maç seyretmeye gittim. Tam bir piyango misali, ne çıkarsa bahtıma durumuyla bilinçsizce gittiğim salonda Fenerbahçe-Darüşşafaka Doğuş genç erkek maçına denk geldim. Fenerbahçe’nin genç takımını biliyordum ama, Darüşşafaka Doğuş’un genç takımını ilk defa seyrediyorum.


Bana göre altyapı takımları ve oyuncuları skordan ve madalyalardan bağımsız değerlendirilmesi gereken bir organizasyonun içindedirler. Altyapılarda aldığınız hiçbir madalya hatırlanmaz ama herhangi bir oyuncu A takıma geldiğinde hangi kulübün altyapısından çıktığı emekli olana kadar konuşulur. Örneğin Sinan Güler yada Muratcan Güler dendiği zaman İTÜ altyapısının o şaşaalı dönemleri akla gelir. Bu sebeple bugüne kadar olduğu gibi, bugün de skora hiç odaklanmadan maçı seyrettim.

Açık konuşmam gerek, Darüşşafaka Doğuş’un genç takımı uzun yıllar sonra keyifle izlediğim ilk takım oldu. Bir altyapı takımında bulunması gereken potansiyel oyuncularla, bir altyapı takımının oynaması gerektiği gibi oynayan bir genç takım yaratmışlar. Başta Levent Topsakal, Fikret Doğan ve takımın antrenörü Erhan Ernak olmak üzere emeği geçen herkese bu muhteşem takım için teşekkürlerimi gönderiyorum. Elbetteki tüm oyuncuların bireysel eksikleri var ancak hiçbir oyuncuya “atma” denmemiş, ama tüm oyunculara ince bir çizgi çekilmiş. O çizgiyi aşan oyuncu kim olursa olsun kenara alınıyor, uyarılıyor ve bir süre sonra yeniden oyuna alınıyor. Takım süratli basketbol oynamaya, savunmanın açıklarını bulup onu değerlendirmeye ve 2’ye 2, 3’e 3 oyunlara odaklanmış. Basketboldan keyif alan herkese bu takımı izlemelerini öneriyorum.

Takımın guardı Doruk Dora (1999 doğumlu) basketbolu bilerek oynuyor, sahayı görüyor, oyunu okuyor, gerektiğinde şut atıyor, gerektiğinde delerek çembere gidiyor, gerektiğinde pas veriyor ama asla topu elinde fazla tutmuyor. Takımın uzun forveti Berkay Bayar iyi savunma yapabilen, ribaundu koklayan ve ihtiyaç halinde skor yapabilen atletik bir oyuncu. Uzunlarından biri Kılıçarslan Şenkahya (2000 doğumlu) basketbola başlayalı 2 yıl olmuş ancak Metin Türen’in bir kopyası. Halen oldukça zayıf bir fiziği var ancak belli ki ilerlemesi hızlı olacak.

Yetenekleri bol bir takım olarak gördüğüm Darişşafaka Doğuş genç takımının oynadıkları basketboldan yola çıkarak izledikleri yolun da çok doğru olduğunu söylemem gerek. Belli ki maç kazanmaktan çok oyuncu yetiştirmeye odaklanmışlar. Erhan Ernak’ın bu takımla ileride büyük işler yapabilmesi yani A takıma ve 1. Lige bolca oyuncu verebilmesi için TBF’nin Ümitler ligini acilen hayata geçirmesi gerek diye düşünüyorum.

Fenerbahçe cephesinde ise umutların bağlandığı Ahmet Can Duran 33 sayı, 10 ribaund, 2 asist üretti. Şunu söylemem gerek, Ahmet Can’ı şu anda altyapılarda 1’e 1’de durdurabilecek bir oyuncu yok. Ancak Ahmet Can kendi kendisini durdurmak ve yeteneğini harcamak üzere. Öyle bir basketbol oynuyor ki surat ifadesinden “benim burada ne işim var” gibi bir izlenim ediniyorsunuz. Bu yaşta bir oyuncu için oynadığı mecra yada ligden daha çok, nasıl bir basketbol oynadığı, yaptığı işe ne kadar saygı gösterdiği ve daha iyi bir oyuncu olabilmek için ne kadar çok çalıştığı önemlidir. Bu sebeple sevgili Taner Günay hocamızdan kendisiyle mental olarak biraz daha ilgilenmesini rica ediyorum.

Hiç yorum yok: